Bir zamanlar, çok yüksek dağların arasında, uçsuz bucaksız ormanların ortasında, küçük bir köy bulunuyordu. Bu köyde, adı Keloğlan olan çevik ve zeki bir çocuk yaşarmış. Keloğlan, her zaman macera peşinde koşan, meraklı ve yaramaz bir çocuktu. Bir gün, ormanda gezinirken, devasa bir gölge gördü. Korkmadı, aksine merakı onu ileriye itti. Gölgenin sahibi, devasa bir devdi! Dev, Keloğlan’ı görünce, “Hey, sen kimsin küçük şey?” diye sordu. Keloğlan hiç korkmadan, “Ben Keloğlan’ım efendim. Ormanı gezerken sizi gördüm.” dedi. Dev, Keloğlan’ın cesaretine hayran kaldı. “Adın gibi cesursun küçük dostum,” dedi. “Benim adım Gökçen. Bu dağlarda yaşıyorum.”
Gökçen Dev, görünüşünün aksine çok iyi yürekli bir yaratıktı. Keloğlan’ı dostluğa davet etti. Birlikte günlerce ormanda dolaştılar. Gökçen Dev, Keloğlan’a dağların sırlarını, bitkilerin özelliklerini, hayvanların yaşamlarını öğretti. Keloğlan ise, Dev’e köydeki yaşamı, insanların alışkanlıklarını anlattı. Aralarında güçlü bir dostluk oluştu. Keloğlan, Dev’in ne kadar güçlü olmasına rağmen, aynı zamanda ne kadar nazik ve yardımsever olduğunu gördü. Birlikte oyunlar oynadılar, birlikte şarkılar söylediler. Gökçen Dev, Keloğlan’a devlerin dünyasını anlattı, uçan taşlardan, sihirli çiçeklerden, gizli mağaralardan bahsetti. Keloğlan da Dev’e, insanların dostluklarını, sevgilerini, paylaşımlarını anlattı.
Bir gün, Gökçen Dev’in yaşadığı mağaraya korkunç bir fırtına bastırdı. Mağaranın girişi büyük bir kaya parçası tarafından tıkanmıştı. Gökçen Dev, büyük gücüyle bile kayayı kıramadı. Keloğlan, korkmadı, aklına bir fikir geldi. Köyden getirdiği uzun ve sağlam bir ip yardımıyla, kayayı yavaşça yerinden oynatmayı başardılar. Gökçen Dev, Keloğlan’ın zekasına ve becerisine hayran kaldı. “Küçük dostum, sen gerçek bir kahramansın,” dedi. “Gücün, büyüklüğün değil, aklın ve yüreğin önemli olduğunu bir kez daha anladım.”
Bu olaydan sonra, Keloğlan ve Gökçen Dev’in dostluğu daha da güçlendi. Birlikte köy halkına yardım ettiler. Gökçen Dev’in gücüyle, köyün tarlalarını suladılar, evlerini tamir ettiler. Keloğlan ise, zekasıyla, köy halkının sorunlarını çözdü, onları eğlendirdi. Köy halkı, Keloğlan ve Gökçen Dev’i çok sevdi. İki arkadaş, farklı dünyaların insanlarını, hatta devlerini ve insanları birleştirerek, herkese gösterdi ki, farklılıklar önemli değil, önemli olan dostluk, sevgi ve yardımlaşmaydı.
Keloğlan ve Dev Dostu Macerasında Sona Yaklaşırken Anlamı ve Önemi Hakkında Bilgi
Bir gün Keloğlan, Gökçen Dev’e vedalaşmak zorunda kaldı. Gökçen Dev, Keloğlan’ı sevgiyle kucakladı. “Küçük dostum, her zaman hatırlayacağım seni. Unutma ki, dostluk her zaman her şeyin üstesinden gelir.” dedi. Keloğlan da, Gökçen Dev’i unutmayacağına söz verdi. O günden sonra, Keloğlan, Gökçen Dev ile olan dostluğunu her zaman hatırladı ve her zaman iyi yürekli, yardımsever ve akıllı olmaya çalıştı. Keloğlan, yaşadığı maceraları diğer çocuklara anlatarak, onlara dostluğun ve yardımlaşmanın önemini öğretti. Herkes Keloğlan ve Dev Dostu’nun hikayesini anlattı ve bu masal kuşaktan kuşağa aktarıldı. Bu masal, tüm çocuklara, her zaman iyi kalpli ve yardımsever olmanın, akıllı olmanın ve dostlukların önemini öğretiyordu.